20 Mayıs 2013 Pazartesi

ÖZGÜRLÜK TAKVİMİ ÖZGÜR KÜRDİSTANLA YAZILACAKTIR

ÖZGÜRLÜK TAKVİMİ ÖZGÜR KÜRDİSTANLA YAZILACAKTIR

İnsan hayatının her anına sığmış,  lime lime edilmiş olayların zincirinden oluşan modern takvim, bir yılını daha geride bırakmak üzere.
Zamanın heyhat, başına buyruk akışına düzen getirme alışkanlığıdır, takvimin tarihi.
Her takvim yaprağı ise, içine sığdırılmış bir tarihin hafızasını anlatır.
Tüm bunların aksine ne zamanı  durdurmak, ne de zamanın gerisinde olan geçmiş yıllara gitmek mümkündür. 
“Benjamin Buttonun garip hikayesi” adlı filmi izlediğimde, tren garına yapılan saatin ters dönme sahnesi üzerimde derin bir etki yaratmıştı.
Herkes tren garına kurulu tarihi saatin açılışını alkışlarken, topluluk arasından bir adam,  “ama bu saat tersine dönüyor” diye bağırması üzerine saati yapan adam “evet, bilerek böyle yaptım. Savaşlarda ölen oğullarımızın geri gelmesi için, insanların özlemlerine kavuşması için bu saati böyle yaptım” dediğinde tüm insanlar şapkalarını başından indirip adamı saygı ile dinlemeleri filmin en duygusal sahnesini oluşturuyordu.
Tarihin yaprakları da öyle, her gün bir bir koparılarak, zamanın çarkının dönüşünün hikayesini anlatır, saatin zamanı göstermesi gibi.
Ama bu tarih takvimi tersine gitmez mi, sorusu insanları bazen zaman tüneline gitme hayallerine götürür.  Akıl ötesi, fantastik filmlerin konusu olan zaman tüneli makinaları ile, insanlar geçmişe inmeye çalışırlar.
Bu uğraşta kahramanlar geçmişi değiştirmeye çalışırlarken, karşılarında kocaman bir gerçek olan gelecek ile karşılaşıp durduklarında, şaşırıp kalırlar. Ne yaparsan yap, geçmişi değiştiremezsin, ama geleceği değiştirebilme şansın vardır, realitesiyle karşılaşırlar.
Yaşananları tersine çevirmek mümkün mü, sorusuna hiç bir bilim “evet” cevabını veremez.
Ne zamanın gerisine gitmek, ne de durdurmak  mümkün. Geriye gitmek, ya da yaşananları hiç yaşanmamış saymak mümmkün olmuyor.
Kürdistan tarihini ve geçmişini değiştirmemiz ne kadar imkansızsa, gelecek tarihimizi ise değiştirebilme şansımız ise bir o kadar gerçek ve imkan dahilindedir.
Takvimin ilerleyişi bir zaman bekçiliğine benziyor.
Bu zamanın bekçiliğinde yoksullar, ölümle pençeleşenler, özgürlüklerini arayanların insani çığlıkları kadar, zenginlerin tokluktan homurdayan sesleri aynı zaman diliminde gerçekleşir.
Zalim  ve mazlumun aynı topraklarda yaşaması, aynı gökyüzünü paylaşması ve aynı havayı soluması ne kadar gerçekse; zalimin ve mazlumun aynı tanrıya tapması da bir o kadar derin bir çelişkidir.
Bir kaç gün sonra, yeni bir yıla gireceğiz. Herkes bir şekilde 2013 yılına girişi kutlayacak.
Birileri, zindanda direnerek özgürlük umuduyla hayallerini süsleyecek...
Birileri, dağlarda özgür vatana dünüşün hasretiyle yıldızları seyre dalacak...
Yakınlarını kaybetmiş eşler, analar, yetim çocuklar “benjamin butonun tuhaf hikayesi”nde olduğu gibi yaşananların hiç yaşanmamış gibi takvim yapraklarını geriye doğru saymayı hayal edecekler beçare.
Ya kaleşler, zenginler, sömürgenler, zalimler, iki yüzlüler...
Onlar da mazlumlar gibi  “barış, iyilik, esenlik, güzellik” gibi retorikler kullanacaklardır.
Roboski katilleri de aynı topraklarda, aynı tanrıya tapararak, iyilik güzellik dileğinde bulunacaklardır!
Binlerce Kürdü zindanlara tıkan ceberut devletin zebanileri olan hakim ve savcılarda yeni yıllarını benzer özlemlerle kutlayacaklardır!
Acıyı ve direnişi ticarete dönüştüren Kürt tacirlerde Kürtlere özgürlük dileyeceklerdir!
İnsan aklına sığacak bir durum değildir. Kurtla kuzunun aynı ahırda yaşaması ne kadar olanak dışıysa, zalimle mazlumun da aynı evrende yaşaması olanaklı kılınmıştır çağımızda yaşanan.
Bir çeleşkidir; zalimin, iki yüzlünün, alçak tacirlerin ve mağdur edilmiş mazlumların aynı dileklerde bulunması!
Bu çelişkiyi bozacak tek güç, insanların onurlu mücadele azmidir.
...
İnsanlar, zamanı düzene koymak için takvimi keşfettiler. Buna diyeceğimiz yok. Uymak zorundayız.
Ama uluslar, toplamlar üstünlüklerinin miladı olarak takvimler icat ettiler. Yüzlerce yıl biz Arabın, Türkün takvimine sorgusuz, sualsiz biat ettik. İşte itirazımız bugün bunadır.
Kürt halkının özgürlük takvimi, özgür bir Kürdistanın doğuşuyla gerçekleşecektir.
İnananlar ve hissedenler bu takvimde yaşayacaklardır.
Bu umut ve hasretle tüm Kürdistan halkının yeni yılı kutlu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder